ÇİNİLER DİYARI KÜTAHYA

Kütahya

Gediz

         Gediz'in ilçe merkezinde 20.521 nüfus yaşarken, kasaba ve köylerinde de 36.691 nüfus bulunmaktadır. İlçenin toplam nüfusu 55.440'tır. Halk arasında etnik köken farklılığı bulunmamaktadır. 1970 depremi ile yeniden inşaa edilen Yeni Gediz'de konutların tamamı yeni ve betonarme binalardan oluşmaktadır. Deprem sonrası bölgeden yurt dışına çok sayıda işgücü göçü olmuştur.

İlçe 1970 yılında vuku bulan deprem sonucu yeniden kurulduğundan konutların tamamı yeni ve sosyal mesken tipinde, bahçeli ve bir kısmı da apartman şeklindedir. Son yıllarda geniş ve lüks evler inşaa edilmiştir.
       1970 depreminden sonra hükümet tarafından yurt dışına çok fazla insan gönderildiğinden   büyük şehirler ile temaslar sonucu devamlı bir gelişim göstermiştir. Yurt dışına çalışmak üzere gönderilen ilçe halkının büyük bir bölümü kazançlarını birleştirerek küçük ve büyük boy işletme ortaklıkları kurarak ilçenin ekonomik gelişimine büyük katkı sağlamışlardır.
         İlçe Merkezinde  halkın yararlandığı Belediyeye ait üç adet modern park bulunmaktadır. Ayrıca Muratdağı ve Ilıca Kaplıcaları yaz aylarında, Ilıca Kaplıcası ise dört mevsim civar İl ve İlçelerin halkına önemli ölçüde hizmet vermektedir.
         Teşebbüs kabiliyeti gelişmiş, sosyal ve ekonomik amaçlı teşebbüsler için son derece elverişlidir. İlçemiz depremden sonra yeni kurulması nedeniyle bazı ihtiyaçların mahallen giderilmesi için çok sayıda dernek kurulmuş olup, bazıları amaçlarını ulaşmış olduğundan fesh edilmiştir.
          İlçede işsizlik vardır. Bu durum özellikle orman içi köylerinde daha belirgindir. Bu nedenle İl ve İlçelere iş bulma ümidi ile büyük bir insan göçü vardır.                        
       Evsiz vatandaşların konut edinmelerini sağlamak için İlçede Belediyece istimlak edilen 1200 konutluk (208.806 M2.lik) parselasyon yapılmış ve sahipleri tarafından bazılarının inşaatları bitirilmiş ve bazılarının da inşaatları da devam etmektedir. İlçemizde toplam konut sayısı 3582’dir.
Gediz’in kimler tarafından, ne zaman kurulduğu konusundaki bilgiler net olmamakla beraber Frigler tarafından M.Ö. 1000 ile 700 yılları arasında kurulmuş olması ihtimali ağır basmaktadır. 
Antik çağda Gediz, “Kadoi” veya “Kadi” adını taşıyordu. Bu  günkü Eskigediz’in binlerce yıl önce göl olduğu rivayet olunmaktadır. Gediz çayı bu göle akmaktaydı. Kadi halkı Gediz kayasının göle bakan tarafında merdivenler oluşturarak bu göle ulaşırlardı. Yine inanışa göre bir gün şiddetli bir deprem neticesinde bu kaya ikiye ayrıldı, gölün suları da açılan bu yarıktan akarak kayboldu. Bunların doğruluğu tartışılmakla birlikte, bugün hala oradaki merdivenlerin varlığı, bunların bittiği yerde kayıkların bağlandığı demir halkaların bulunması, ayrılan iki kayanın, birleştiği takdirde birbirini tamamlayacak şekilde durmaları, anlatılan ve inanılan bu olayları doğrulayacak niteliktedir.
M.Ö 676 yılında Kafkaslardan Anadolu’ya gelen Kimmerler batıya doğru giderek Frig Ülkesini işgal ettiler. Böylece Kadi (Kadoi) şehri de bunların himayesine girdi. Bu arada Batı Anadolu’da gittikçe güçlenen Lidya Devleti vardı. M.Ö 607 yılında Lidyalıların Kütahya ve Kadoi yöresini işgal etmeleriyle Gediz Lidya topraklarına katıldı.Lidya hakimiyeti M.Ö 546 yılında Perslerin bu bölgeyi ele geçirmelerine kadar devam etti.
         M.Ö 334 yılında Makedonya Kralı Büyük İskender Anadolu’yu girerek Persleri yaptığı savaşta bozguna uğrattı. Bu tarihten itibaren Kadi ve çevresi Büyük İskender’in hakimiyetine girmiş oldu.
         Eski Çağda Kadi şehrinin  hakimiyeti sürekli el değiştiriyordu. Büyük İskenderin ölümünden sonra imparatorluğu parçalandı ve birçok küçük devletçiklere ayrıldı. Bu dönemde Kadi şehri bazı küçük krallıklarca yönetildi. M.Ö 2. yüzyılın 1. yarısında Romalılar doğuya doğru ilerleyerek Makedonya’yı ele geçirdiler. O sırada Kadi Bergama krallığının toprakları içindeydi. Bu krallığın Roma’ya bağlanmasıyla Kadi’de  M.Ö 133’ten itibaren Romalılar dönemi başlamış oldu. 1000 yıldan fazla süre Roma döneminde Kadi bir site devleti şeklinde yönetildi. Romalıların gücü ve ekonomik anlamda zenginliği sayesinde Kadi canlı  bir şehir haline geldi. Şehir devleti olan Kadinin kendi kanunları ve parası bulunuyordu.Bu dönemde Kadi de olimpiyat oyunlarına benzer bazı yarışmalar bile yapılmaktaydı. M.S 395’te Roma imparatorluğu ikiye ayrılınca Kadi Doğu Roma’nın toprakları arasında kaldı. Doğu Roma imparatorluğu sonralı Bizans ismiyle anılmaya başlandı.
         Kadi Bizanslılar döneminde bir piskoposluk merkezi olarak o dönemde önemli şehirlerden biri oldu.Bizans döneminde şehirde birçok yapılar yapılmış olmasına rağmen günümüze bunlardan pek fazla bir şey kalmamıştır.Şehrin Türklerce fethinden sonra eski dönemden kalan bazı parçalar yapı malzemesi olarak kullanıldı.Selçukluların 1071’de Malazgirt’te Bizanslıları yenerek zafer kazanmaları küçük Asya da  (Anadolu) yeni bir dönemin başlayacağının ilk işareti gibiydi.Sürekli yapılan Türk akımlarıyla Bizans sarsılmaya başlanmıştı.Sonunda Selçuklu Türklerinden Süleyman Şah İznik’i alarak bir devlet kurdu.Kadi de böylece Türk idaresiyle tanışmış oldu.Fakat Kadi şehri Haçlı seferleri sırasında Türkler ile Bizanslılar arasında sürekli el değiştirmiştir.Selçuklu Sultanı Alettin Keykubat Kütahya’yı 1233’de kesin olarak topraklarına kattı.1283 ‘de Selçuklular Kütahya’yı Germiyanlı aşiretine yurt olarak verdiler.1300 de ise 1.Yahya zamanında Germiyonoğulları beyliği kuruldu.1.Yahya Bey Kadi’nin fethi vazifesini komutanlarından Umurbey’e verdi.Gazi Umurbey Bizanslılarla yapılan şiddetli çarpışmalardan sonra Kadiyi fethetti.Türkmenler Kadi’ye (Gedos) demeye başladılar.Şimdi kullanılan Gediz ismi de buradan gelmektedir.Germiyanlılar yeni fethettikleri bu şehre ve çevresine bir çok Türkmen Aşiretlerine yerleştirerek burayı bir Türk şehri haline getirdiler.Esnaf Kuruluşu olan Ahilerde şehirde yerlerini almışlardı.Şehrin imarında yeni mahalleler kurulmasında Ahiler önemli rol oynadılar.Germiyan Beyi Süleyman Şah kızı Devlet Hatunun Osmanlı Şehzadesi Yıldırım Bayezıd ile evlendirdi.Kızının çeyizi olarak Kütahya,Emet,Simav ve Tavşanlıyı Osmanlıya verdi.Gedos’u vermeyişi buranın stratejik öneminden kaynaklanmaydı.  Germiyan Beyi 2.Yakup Bey Süleyman Şah’ın verdiği toprakları geri alabilmek için harekete geçti.Kütahya’yı aldı.Yıldırım Beyazıt ise Kütahya’yı gelerek şehri tekrar Osmanlılara kazandırdı.2.Yahya Beyi tutsak alarak bütün Germiyanlı topraklarını Osmanlılara bağladı.Böylece Gedos 1290’da Osmanlılara katıldı.Fakat 2.Yakup Bey hapsedildiği kaleden kaçarak Timur’a sığındı.Ankara savaşından sonra Timur tarafından 2.Yakup Bey’e eski toprakları geri verildi.Böylece tekrar Gedos Germiyanlıların eline geçti.Fetret döneminde Gedos bazen Karamanoğullarının eline geçti.Germiyanoğulları beyliği Osmanlı Hükümdarı Çelebi Mehmet’in Karamanlıları yenmesinden sonra rahatladılar.2.Yakup Beyin erkek evladı olmadığı için ölümünden sonra topraklarını Osmanlılara bırakmak istedi.Bu isteğine Edirne’ye giderek Osmanlı Padişahı 2.Mehmet’e iletti.Geri döndükten bir süre sonra öldü.Onun ölümüyle beyliğin toprakları Osmanlılara katılınca Gedos da kesin olarak Osmanlı Hakimiyetine girmiş oldu.(1429)
         Osmanlı döneminde Gedos büyüme ve gelişmesini sürdü.Bir tarım ve ticaret merkezi haline geldi.Bu dönemde şehrin Gedus şeklinde söylenmeye başlandı.Osmanlı döneminde Gedus’a bir de mimari eserler yapıldı.Bunlar arasında Sunullah Çelebi Külliyesi,Gazanfer Ağa Camisi ve hamamı sayılabilir.
         Kütahya ünlü seyyah Evliya Çelebi 1671’de Gedus’a gelmiş ve Seyahatname adlı eserinde Gedus’un özelliklerinden bahsetmiştir.Gediz 1698-1820 yılları arasında soyodalıkla idare edilmiştir.Bu dönemde Gedüs’ün başına Zalim soyodular geldi.Fakat bunlar Osmanlılarca cezalandırıldılar.1820’de bu voyvodalık sistemine son verildi.Gedüs ismi zamanla Gediz’e dönüştürüldü.
         Gediz 1845 de Uşak’a bağlı bir nahiye oldu.1851 yılında ise Kütahya sancağına bağlı bir kaza haline getirildi.1866 yılında Gediz de ilk Belediye teşkilatı kuruldu.Gediz 19.yüzyılın ikinci yarısında başlayan bir felaketler dönemi geçirmiştir.1920’lı yıllara kadar süren bu dönemde yangınlar,depremler,seller,salgın hastalıklar ve kıtlıklar birbirini kovaladı.
         Balkan ve 1.Dünya Savaşı dönemlerinde Gediz birçok evladını cepheye gönderdi ve şehitler verildi.1915’de çok büyük bir yangın yaşandı.Koca şehirde bir iki cami ile 20 civarında ev kalmıştı.Şehrin yeniden inşasında önce halkın bir kısmı civar köylere göçtü.Şehir tekrar inşa edilince tekrar geri döndüler.1.Dünya savaşından sonra İtilaf devletleri ülkemizi işgal etmeye başlayınca buna gösterilerle halk tepkisi Gediz’de yükseliyordu.Gedizliler Redd-i İlhak cemiyetini kurdu.Daha sonra Sivas’ta kurulan Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyetine katıldılar.Bütün savunma çabalarına rağmen 29 Ağustos 1920 günü Yunan İşgaliyle karşı karşıya kaldı.Yunan işgali dönemi 2 yıl sürdü. Bu dönemde Gediz Yunan mezalimi altında kaldı.30 Ağustos 1922’de Yunanlılar yenilerek birliklerinin büyük bir kısmını kaybedince Gediz’deki Yunan birlikleri şehri 31 Ağustos 1922 de terk ettiler.Ertesi gün 1 Eylül 1922 sabahı 5.Süvari kol ordusu Gediz’e girdi.Böylece Gediz düşman işgalinden kurtuldu.Cumhuriyet döneminde Gediz her alanda gelişmesini sürdürdü.Ancak uzun dönemler olumsuzluklar yaşayan Gediz’in  gelişmesi çok zaman aldı.1940-1950 yılları arasında Gediz’de büyük bir değişim yaşandı.Şehrin alt yapısı büyük ölçüde yenilendi.Sokak aydınlatmaları sağlandı.İmar faaliyetleri hız kazandı.1941’de Millet bahçesi kuruldu.Bağcılığın gelişmesi amaçlanmıştı.1944 yılında Gediz de bir deprem yaşandı.1945 de yaşanan sel felaketinde üç kişi öldü.Pek çok ev yıkıldı.
         1946 da ilk orta okul açıldı.15 Haziran 1950’de Gediz elektriğe kavuştu.28 Mart 1970 de yaşanan Gediz depremi 1086 kişinin ölümüne yol açtı.Deprem Gediz de büyük bir yıkıntıya sebep oldu.Bakanlar kurulu kararıyla Gediz’in yeniden inşasının şimdiki Yeni Gediz’in olduğu yerde yapılması kararlaştırıldı.3 ay gibi kısa bir sürede Yeni Gediz’in inşasının büyük bölümü tamamlandı.Ertesi yıl halkın büyük bölümü Yeni Gediz’e taşındı.Gediz’in imarı 1973’le kadar devam etti.2000 yılında yapılan sayıma göre 20.521 olan nüfusuyla Gediz bugün alt yapı meselesini çözmüş, Kütahya yolunun yapımının tamamlanmasıyla daha da gelişecek olan bir şehrimizdir.  
Gediz Kütahya İlinin 98 Km. güney doğusunda yer alan Gediz, İç Anadolu ile Batı Anadolu arasında İç Batı Anadolu diye adlandırılan geçit alan üzerindedir. İlçenin Yüzölçümü 1733 km2, Rakımı 736 metredir. Gediz ortalama 1100-1200 metre yükseklikte dalgalı bir plato üzerinde kurulmuştur. İlçenin en önemli yükseltisi 2312 metre ile Murat Dağıdır.
    Ege bölgesi, İç batı Anadolu Bölümü, Kütahya il merkezine bağlı olan Gediz’in Kuzey doğusunda Kütahya, Güney doğusunda Uşak, Kuzeyinde Emet, Batısında Simav ve Şaphane, Doğusunda Altıntaş ilçeleri vardır.  Bağlı bulunduğu Kütahya iline  son yol çalışmaları  sonucunda  86 km.   Uşak iline ise 64 Km. uzaklıktadır.
İç Batı Anadolu Bölümünde dağlar, Ege Bölümündeki dağlar gibi blok tektoniği ile oluşmuş dağlar değillerdir. Gediz Yöresine Anadolu’nun önemli yer şekillerinden ikisi olan, Murat Dağı ( 2310 m.) ve Şaphane Dağı ( 2110 m. )  şekillendirmektedir. Bu dağlar 3. Jeolojik zamanın üst devirlerinde yükselmeye uğramış tortul yapılar olup; tektonik kökenli Neojen depresyonlarla birbirlerinden ayrılmışlardır. Yöreyi 700 – 800 m yükseltiye sahip bir plato  alanı  olarak  düşünürsek,  Murat  ve  Şaphane   dağları   dışında   birbirinden   bağımsız
     1000 metre civarında pek çok tepenin varlığı dikkati çeker. Bu durum sırt alanların yoğunluğunu beraberinde getirmiştir. Bu yüzden rahatlıkla çok arızalı bir yer şekline sahip olduğu söylenebilir.
 İklimi şekillendiren etmenler, denizden uzaklık ve yükseltidir. Denizden oldukça uzak oluşundan iklim karakterinin karsal olduğu söylenebilir. Ancak yükseltisinin çevresine göre alçak olması, kısa mesafede iklim özelliklerinde  farklılıklar ortaya çıkmasını sağlamıştır.  Gediz’in konumu çevresine göre daha alçak düzeyde olduğundan İlçe iklimi çevreye göre daha ılımlı  bir karakter kazanmıştır. Gediz’i etkileyen Akdeniz ve karasal iklim tipleri arasındaki bu iklim tipi  bir geçit iklimidir.
      Yıllık ortalama sıcaklık değeri 12.4 santigrattır. Temmuz ayı sıcaklık ortalaması 23.1 santigrat; Ocak ayı ortalaması ise 2,1 santigrattır. Günlük sıcaklıkların 30 santigradın üstüne çıktığı gün sayısı ortalama 56, sıfırın altındaki gün sayısı ise 48’dir. İlçemizde en düşük sıcaklık ( -15 ) santigrat ile 21.01.1974’ de , en yüksek sıcaklık ise (38.9) santigrat ile 07.07.1980’ de ölçülmüştür.
       Gediz daha çok batı ve kuzeybatıdan gelen alçak basınç merkezlerine bağlı cephe sistemlerinin etkisi altında iken Kuzey sektörlü rüzgarların hakimiyeti kendini hissettirir.
       Yağış rejimi itibariyle İç Anadolu’nun az yağışlı karasal iklimi ile Akdeniz yağış rejimi arasında bir özellik gösterir.Yağış rejiminde dikkati çeken bir özellikte yıllara göre salınımlar yapmasıdır. Kar yağışlı gün sayısı çevresine göre düşüktür. En fazla yağış kış ve ilkbahar aylarında düşerken yazlar kurak geçmektedir. Yıllık yağış miktarı ortalama     595 mm.’dir. En fazla yağış 27.12.1981 yılında 205 mm. olarak ölçülmüştür .
     Murat ve Şaphane dağlarının varlığı yörede oroğrafik yağış şeklinin oluşmasına imkan vermektedir.Yağış miktarının yüksek olmasında bu durumun payı olduğunu söyleyebiliriz..
  Doğal bitki örtüsü yükseltilere ve bakı özelliklerine göre şekillenmektedir. Yükseltinin 1000 m. nin altında kalan engebeli alanlar meşe ağaçlarının fazlaca bulunduğu bozkırlardır. Bu bozkırlarda papatya, çiğdem, menekşe, sığır kuyruğu, çoban yastığı, gelincik, geven, kekik, çakır dikeni, yavşan otu, çayır püskülü vb. bitkiler vardır. 1000 m nin üzerindeki alanlar  ise özellikle Murat Dağı sahası ve dağların kuzey kesimleri  yarı nemli ormanlarla kaplıdır. 1000m. – 1500 m ler arsında meşe ormanları yaygın iken  1500 m. – ile 2000 m. arasında ve dağların kuzey yamaçlarında kara çam alanları daha yoğundur. Şaphane dağında bu ağaçlara ilaveten ardıç ağaçlarına rastlanmaktadır.
       Akarsu boylarında ise kavak ve söğüt familyaları hakim iken; Orman altı bitki örtüsü grubunda pek az orman gülü, ballı baba bitkisi, pırnal, yabani korunga, yabani zambak vb. bitkiler görülmektedir.
Yöredeki dağlık alanlar Türkiye hidrografyasını şekillendiren bir özelliğe sahiptirler. Murat dağı ve Şaphane dağı birer su bölümü çizgisi olup Karadeniz, Ege ve Marmara denizine kaynak oluştururlar. Murat dağı Büyük Menderes, Gediz ve Sakarya nehirlerinin havzalarını beslerken, Şaphane dağı da Gediz ve Susurluk nehirlerinin havzalarının yukarı çığırlarını oluşturmaktadır.
     Şehrin Kuzey kesimlerinden doğan Gediz çayı, Murat Dağındaki yüzden fazla pınarların toplanması ile ortaya çıkan, çokrağan suyu ile birleşen Murat çayına abide altlarında, Şaphane dağından kopup gelen, Ilıcasu kaplıcalarının da sularını toplayan Hamam Su deresi birleşerek Gediz nehrinin temeli yörede atılmış olur. Yaz kuraklığı bu akarsuların  pek çoğunun kurumasına neden olurken kış ve ilk bahar aylarında seviyeleri artmaktadır.Kaynağını Murat Dağından alan ve 401 km. uzunluğu olan Gediz Nehri kendi adını taşıyan ovayı suladıktan sonra İzmir Körfezi’nin dış kesiminde büyük bir delta çizerek Ege Denizi’ne dökülür.Murat çayının üzerinde “Gümele Göleti” yapılmıştır. Ancak yöredeki diğer dere ve çaylardan kırsal kesim çiftçilerinin yöresel imkanları doğrultusunda sulamada faydalanılmaktadır.
Yörede hakim topraklar kahverengi topraklar ve kahverengi orman topraklarıdır. Kahverengi topraklar kısmen daha fazla arazi eğimine sahip olmaları hasebiyle Kahverengi orman topraklarına nazaran incedirler. Bunlar bazaltlar üzerine tekabül etmişlerdir. Kahve rengi orman toprakları saha olarak daha geniş alan kaplarlar. Her iki toprak çeşidinin de organik madde miktarı düşüktür. Yörede kaliş arazilere de rastlanır. Toprakların özellikle alt tabakaları fazla killidir. Bu durum yörede heyelan yer yer heyelan yaşanmasını kaçınılmaz kılmıştır. Özellikle yörede yaşanan depremler, tarla açma ve yol yapım çalışmaları bu durumu tetiklemektedir. Yağışın fazla olduğu  kış aylarında, Abide, Aksaklar, Gölcük, Ilıcasu mevkilerinde heyelan olaylarına rastlanmaktadır.Yörenin kuzey kesimlerinde  rendzina topraklar vardır. Bu toprakların taneleri küçük, renkleri beyaz ve açıktır. Murat ve Şaphane dağı toprakları da dahil bu topraklar genelde kireç içerseler de bir miktar demiroksit barındırırlar. Aynı zamanda kumlu killi ve az miktarda da humusludurlar.
Sözü edilen topraklar hafif meyilli, sığ, orta erozyonlu olup, ikinci sınıf tarım alanı olarak kullanılmaktadırlar.
 Gediz çayı ve Murat çayının yerleştiği sahalar ise kum oranı yüksek alüviyal topraklar olup 2.sınıf kullanım kabiliyetinde, orta derecede korunma gerektirirler. Bu toprakların büyük bölümü sulu tarım olarak kullanılmaktadır. Yöredeki tüm toprak çeşitlerinin ortak özelliği nem oranının azlığıdır.
 Gediz Yöresi 3. Jeolojik zamanın ikinci yarısında yükselmeye uğramış denç bir arazidir. Zeminin sert tortullardan oluşması, bu dönemde ve 4. Jeolojik zamanın ilk yarısında sıkışma sonucundaki alçalma ve yükselmelerle birbirinden bağımsız pek çok küçük fayların oluşmasını sağlamıştır. Bu fay alanlarının varlığı Gediz Yöresini Türkiye’nin en önemli deprem bölgeleri arasına dahil etmiştir.  En son büyük deprem 28.03.1970’de meydana gelmiş 1100 kişi hayatını kaybetmiş, 1200 kişi yaralanmış, 15 000  ev yıkılmış ve yaklaşık 30 ar yıllık periyotları takip etmektedir. Son deprem sonrası Bakanlar Kurulunun 05.08.1970 gün ve 7 – 1164 sayılı kararı Gediz’ in yerleşim yeri bu günkü yerine taşınmıştır.
İlçe ekonomisi tarıma dayalı iken özellikle 1970 depreminden sonra yurtdışında çalışan 10.000 civarında tahmin edilen işçilerin mali transferleri başlıca kaynak olmak üzere İlçede mevcut kömür madenlerinden elde edilen ücret, temettü ve maden istihsal doğrultusunda nakliyecilik, Devletin Gediz'i yeniden kurma hususundaki yatırımları ile desteklenince önemli sermaye birikimleri olmuştur. Teşebbüs imkanları değerlendirilerek Gediz İplik ve Mensucat Sanayi, Ambalaj Sanayi, Kömür Madencilik Sanayi, Kireç Sanayi, Akü Kurşun Levha Sanayi, Tekstil Sanayi, Eksoz Sanayi, Mermer Sanayi, Antimuan Sanayi, Mobilya Sanayi, Et ve Süt Ürünleri Sanayi, Un Sanayi şeklinde önemli yatırım şirketleri kurulabilmiştir.

Kaynak : www.gediz.gov.tr


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol